“Tek İhtimal Zafer” diye bir yazı serisine başlamıştık.
Bu üst başlık altında, ülkemiz ve tarihimizin milli davalarını, dönüm noktalarını siz değerli okuyucularımıza bir farkındalık oluşturmak amacıyla yer yer aktarıyoruz.
İlk konusu Kıbrıs, ikinci konusu Karabağ olan serimizin üçüncü konusu, Mavi Vatan olacaktır.
Hazırsanız, başlayalım.
Öncelikle nedir Mavi Vatan?
Bu kavramı bugünlerde sıkça duyanlarınız olabilir. Duymalısınız da.
Nitekim, an be an gelişen ve değişen dünya siyasetinde kavramlara yüklenen anlamlar da giderek önem kazanıyor. Öyle ki, herkes kendi ‘doğrusuyla’ hitap etmeye başladı bile.
Bizler Anadolu coğrafyasında her karışı şehit kanları ile sulanmış kutsal topraklarımızı vatan bilirken, koca bir yarımada şeklinde bir ülkeyiz aynı zamanda. Üç tarafı denizlerle çevirili olan bir ülke.
Kara komşularımız olduğu gibi deniz komşularımız da var elbette.
Gelin görün ki, bugünlerde tarihin tozlu sayfalarından ders almayanlar zamanında bir karış toprağımızı vermediğimiz halde tek bir damla da olsa bizlerden ‘sularımızı’ gasp etme girişimlerinde bulunuyorlar.
Küresel siyaset oyunları, diplomatik manevralar ile oldu bittiler planlanıyor.
Tüm bu girişimler öncesinde Mavi Vatan kavramını iyice bilmeliyiz diye düşünüyorum.
Yazımızın kapak görselini inceler misiniz şimdi?
Ana karamızın çevresinde mavi renklerle sınırları çizilmiş 3 denizde hakkımız olan kısımların tamamını kapsar bu vatan…
Bir doktrin ve algı yönetimidir aynı zamanda.
Türkiye Cumhuriyeti’nin denizlerdeki egemenlik hakkıdır.
Sınırları tarihsel antlaşmalara, günümüz hukukuna, hakkaniyete ve adalete dayanmaktadır.
Denizlerdeki hak ve menfaatlerimizdir aynı zamanda.
Bir devlet politikasıdır.
Olmalıdır da.
Nitekim, önemi giderek artan denizler ve altında saklanan enerji yatakları dünyada pek çok devletin iştahını kabartmış bulunuyor.
Şu an dünya üzerinde çıkarılan doğalgazın %50’si ve Petrolün %30’dan fazlası denizlerden çıkarılıyor. Bu oranlar denizler lehine giderek de artmakta.
Yani teorik olarak ne kadar deniz hakimiyetiniz varsa o kadar potansiyel enerji kaynağınız olabilir demek…
Tam bu noktada deniz komşumuz Yunanistan, esasında adı ‘Adalar Denizi’ olan ‘Ege’ ve ayrıca Akdeniz’de tek taraflı adımlar ile mavi vatanımızı ihlal etmeye çalışıyor.
Bu hususlar devam edecek yazı serilerinde ayrıca birer yazı olarak detaylı aktarılacaktır. Ancak, şimdilik Mavi Vatanımızla ilgilendiklerini söyleyebiliriz.
Öyleyse, bu hususta yeni bir paradigma olarak kendi stratejimizi geliştirmeli ve vatan toprağı algısına, vatan suyu gibi yeni bir kavram kazandırmamız gerekiyor.
Nitekim, savaşlarla tekrar tekrar vatan ilan ettiğimiz coğrafyamızın nasıl ki tek karışı kutsal ise, aynı hassasiyeti her zerresi bize ait olan denizlerimizin tek damlası için de göstermemiz gerekiyor.
Sınırları 6 Büyük devlet kararı (1914), Lozan Antlaşması (1923), Paris Barış Antlaşması (1947) ile belirlenmiş mevcut statükoda bizlere ait olan tüm denizler ve bize ait kısımları “Mavi Vatan” coğrafyamızı oluşturuyor.
Türkiye sınırlarının %70’inin denizlerden oluştuğunu da eklemek gerekiyor.
Bu farkındalık ufkumuzu genişletmeli, bilincimizi arttırmalı ve denizlerimizi de toprak gibi kutsal görmemizi sağlamalıdır.
Günümüz siyaseti ve uluslararası ilişkilerinde sınırların masalarda çizildiği, diplomatların toplantılarında dile getirdikleri tüm görüşleri ile devletlerinin hukukunu savunduğu arenalarda ve dahi küresel sosyal ağlarda bizler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak “Müvekkili memleketi olan birer avukatlar gibi olmalı ve tüm gücümüzle kendi hakkımızı savunmalıyız.”
Kara coğrafyamızın alanı 783.562 km2 iken, Mavi Vatan sınırlarımız da tam tamına 462 bin km2’dir.
Her zerresi ile bizlere Vatan olan bu toprak ve bu su, deniz hatta hava ve uzay sınırlarımız ile topyekün bir uyanış ve bilinç ile uyanmalı ve hatırlamalıyız.
“Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün Vatan’dır. Vatanın her karış toprağı, (suyu) vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça terk olunamaz.”
Hem unutmayın. “Denizlere hakim olan, Cihan’a hakim olur.” Demiş Barbaros Hayrettin Paşa…
Ve son söz.
Ülkemizin güvenliği denizlerden başlar.
Bilin istedim.
Saygılarımla,
KAYNAKÇA
https://www.sabah.com.tr/gundem/2020/08/11/msbden-flas-aciklama
https://tr.wikipedia.org/wiki/Paris_Bar%C4%B1%C5%9F_Antla%C5%9Fmas%C4%B1_(1947)
https://tr.wikipedia.org/wiki/Lozan_Antla%C5%9Fmas%C4%B1
https://add.org.tr/adalarin-hukuki-surecinin-tarihsel-boyutu/
Bir yanıt bırakın