
Sıra dışı bir yazıya hoş geldiniz!
Tecrübe ve araştırmalardan disiplinler arası bir damıtma yapmaya çalışacağım.
Yepyeni bir paradigmamız var çünkü.
“Stratejik ufuklar” kemerleriniz bağlıysa kalkış yapabiliriz.
Öyleyse başlayalım.
Didaktik, “öğretici” anlamına gelmektedir. Didaktik strateji ise, oluştuktan sonra sürekli size yeni şeyler öğreten yani sizi sürekli ileriye taşıyacak, geliştirecek bir strateji türü. Tabi bana göre. 😊
Peki, F-16 nedir?
Bir savaş uçağı.
Uçağın teknik ayrıntıları değil sadece uçağın “ucundan” bir yere geleceğim bugün.
Uçağın ucu dedim. Mecaz değil, gerçekten ucu. 😊
Yani Radomlar…

Bunları özel kılan, aslında herkese bir fikir verebilecek ve hayatın genelinde olması gereken bir durumu var. Duyunca şaşıracaksınız emin olun.
Bu Radomlar her uçağa özeldir. Gövdenin ön üst tarafı ile aynı renkte bir kaplama ile çıkarlar fabrikadan. Bu kaplama kir, toz ve ışığa karşı hassastır. “Ömrü boyunca gittikçe koyulaşır.” Hasılı boyanmaz. Bu yüzden her F-16’nın Radomu farklıdır ve kendisine hastır.
Size tanıdık geldi mi?
Hani parmak izlerimiz, DNA bilgilerimiz, duygularımız, kapasitemiz yani her yönümüz başka insanlardan farklı değil mi?
İnsanların yıllandıkça beyazlayan saçları bir nevi yıllandıkça koyulaşan Radomlar gibi değil mi mesela?
Hem Pilotluğu da çok fikir insana… 😊
Bir F-16 pilotu öncelikle kendisini iyi tanımalıdır. Sonra teorik tüm yönleri ile uçağa hakim olmalı ve uçağı ile bütünleşmelidir.
Siz nitelikli ve titiz olursanız, F-16 size havada çok ama çok yönlü bir konfor ve güvenlik sağlar. Öyle ki çok uzakları gören gözünüz, çok yükseklere çıkan kanadınız olur. Size deryaları aştırır. Göklere gürletir ve manevraları ile imzanızı atarsınız gökyüzüne.
Ama Radomları boyanmaz!
Bakın, nitelikli ve kaliteli insanların yetişmesi ve gelişmesi yıllar alır. Bazen bir lider, bazen bir uçak bazen bir bilim insanı toplumun, medeniyetin kaderini değiştirebilir.
Atatürk, Vecihi Hürkuş, Aziz Sancar gibi mesela.
Ön şartı zamanla pişmek ve tecrübe olan bu durum atlanmak istenirse yani mecazen radomları boyamaya kalkarsanız kir, toz ve ışığa karşı hassas yapıya zarar verirsiniz.
Çünkü Radomlar hem aerodinamik açıdan önemlidir hem de içinde bulunan anteni korur.

Kimse içinde sakladığı cevherin bir şekilde heba edilmesini istemez ki!
İnsanlar da hayatın tüm yönlerine karşı ömrü boyunca içindeki cevheri korumaya çalışır. Fikri hür vicdanı hür olan herkes zamanla pişer, gelişir, tecrübe kazanır.
Bilge birer insan olurlar ama zamanla!
Öyleyse sonuç, sabırlı olmak ve zamanla pişmektir denebilir. Didaktik bir strateji ile yaşanmalıdır bu hayat!
Gelgelelim, Hareka(s)t uçuşuna! 😊
Bu tabir de bir harekat yaparken kasdedileni anlatmak istedim.
Yani havada 30.000 feetle 350 knot gitmekle, 150 feette 500 knot gitmek yeryüzündekiler açısından çok farklı şeyler ifade eder.
Birinde bir fısıltı ile geçersiniz dikkat çekmez. Diğerinde gökler gürler, camlar kırılabilir, korkutabilirsiniz insanları.
Hatta acaba düşüyor mu diyenler bile olabilir!
Nasıl bir kastınız varsa hayatta ona göre uçarsınız yani. 😊
Hasılı manasız değildir hiçbir uçuş.
Bakınız, pilotlar hata yapma şansı neredeyse sıfır olan bir süreçle kalkış yapar ve inerler. Yani her uçuş ilk uçuş gibidir. Aynı heyecan ve disiplinle kanatlanırsınız ve aynı ciddiyetle inersiniz yeryüzüne.
Ama hiçbir ülke, şirket bugün sırf keyif olsun diye ne uçak kaldırır ne de uçurulmasına izin verir. Yani bir anlamı olmalıdır seyrüseferin.
Tıpkı hayat gibi!
Harekat değil, hareka(s)t sorgulanır gökyüzünde.
Bugün radarlar, telsizler, kuleler, hava meydanları bu amaçla tek tek sorgularlar her uçağı, kimliği, amacı ve rotasını.
Hem hiçbir uçak havada kalmaz. Mutlaka inecektir de. 😊
Tıpkı hayat gibi!
Bir gün yaşamımız da biter.
Öyleyse güzel bir uçuşla, ayaklarınız yere sağlam basmalı. İniş takımları gibi beraber açılmalısınız stratejik ufuklara. Bazen ekip çalışması gerekir hayatta.
Birlikte yaşamalısınız, tıpkı kol uçuşunda gibi yan yana,yakında. Her günümüz ilk günkü heyecanla dolmalı.
Hayata özgün bir açıyla dalış yapmalısınız mesela aerodinamiği bozmadan. Zamanla pişmelisiniz tıpkı radomlar gibi.
Hasılı, hayat bir uçuş. Sizlerse birer pilot gibisiniz.
Uçak modeli önemli değil. Siz yeter ki güvenle uçun.
Ha unutmayın, radomlar boyanmaz! 😊
Aynılaşmayın derim.
Farklı kalın,
Kaynakça:
https://www.aeronef.net/2011/04/f16-block60-nose-radome-opened.html
Bilgi aktarımı yanında düşündüren de bir metin olmuş, f-16 demiş iken acaba Solo Türk ile ilgili de varsa değinilmesi gereken noktalar yahut ilginçlikler bir yazı gelir mi
Teşekkürler
Neden olmasın! Tasarımından motoruna, pilotundan kabiliyetlerine çok şey var. Takipte kalın. 🙂