MODERN SAVAŞ BAŞLIKLARI VE TÜRKİYE!

Modern savaş başlıkları ve Türkiye.

Başlamadan rica etsem, zihinlerinizden aşağıdaki kavramları “göz önüne” indirebilir misiniz?

Askerlik, füzeler, nükleer silahlar, savaş, modernizasyon…

Hayırdır savaşa mı giriyoruz demeyin, çoktandır içindeyiz zaten!

İndirdiniz mi?

Öyleyse başlayalım.

Genelde askeri füzeler için kullanılır bu kavram. Askeri füze dedim ama sahi, sivil füzeler mi var? Diyorsanız açıklayayım. Arada kurak zamanlar için saklanan ve sözüm ona yağmur yağdırma amaçlı bulutların arasına gönderilebilen çatapatlar var. Bunları sivil sayıyorum. Neyse, bu ayrı bir yazı konusu. Devam edelim biz. 😊

Demek istediğim füzeler ile ilgili ve sınırlı bir anlam kalmış zihinlerde bu modern savaş başlıkları için. Oysa bu kavram askeri amaçlar dışında da anlamlar ifade ediyor. Tabii, bana göre.

Geçenlerde bir haber okudum. Sizden de bakmanızı rica edeceğim. Ufacık bir tık lütfen!

Haber

Okudunuz mu?

Görüldüğü üzere dünya eski formunu koruyor. İki kez savaşıp güç bela barışan kimi devletler özel zamanlar için “modern” hazırlıklar yapıyormuş. Konu da nükleer silahlar!

Bunca salgın, felaket, göç, savaş ve kriz sürerken bir yandan da nükleer başlıkların modernizasyonunu ihmal etmemişler!

Amaç nedir?

Hatırlar mısınız? Binlerce nükleer silahı olanlar, bir ara salgında dünyada zirve yapmışlardı. Hele biri vardı ki ülkesinden geçen ve başka bir ülkeye giden tırlardaki “maskelere” el koymuştu. Hatta dünya tersine dönmüş gibi Rus askerleri “destek” için İtalya sokaklarında idi bir ara.

Ama olsun değil mi, salgın başka savaş başka. Nükleer savaş başlıkları ise bambaşka!

Anlayacağınız büyük felaketlere azami dikkatle hazırlanıyorlar. Sonumuz hayrola!

Peki, biz ne durumdayız?

Öncelikle resmi olarak biliyoruz ki bizde “Nükleer Savaş Başlıkları” yok! Yani, bizim doğrudan ürettiğimiz yok. Kimi rivayetler müttefik bir ülkenin NATO şemsiyesi altında ülkemizde bulundurduğunu söylüyor ama durumları nedir bilemiyoruz.

Aslında bir durum daha var bana göre.

Türkiye bir anlamda “Dünya’nın En Modern Savaş Başlıklarına” sahip!

Nitekim başlık var, başlık var! Savaş var, savaş var!

Biz de çoğu ülke gibi bazı savaşlar veriyoruz mesela.

Salgınla savaş…Yoksullukla savaş…Terörle savaş…İşsizlikle savaş…Nihayet cehaletle savaş…

Özellikle bu yazıda başına yıldız koyacağımız kavram “cehalet”.

Cehalet derken ümmi olmayı kastetmiyorum. Bilimsel olarak geri kalma, çağın gereklerinden uzaklaşma, gelişmeme, üretmeme. Daha pek çok negatif kavram sayılabilir. Tabii ki, sadece bize has durumlar olmasa da bir şekli ile bizlerin de gerçekleri.

Bu savaşa karşı elimizde çok güçlü bir başlığımız var bence. Hem de yıllardır modern ve hiç eskimemiş. Peki nedir bu başlık diye soracak olursanız: “Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir!” prensibi.

Nitekim dünya değişiyor!

  • Artık menziller dünya ile sınırlı değil, uzaya taşmış.
  • En çok çalışan değil, en verimli çalışanlar öne geçiyor.
  • Dijital alanlardan tutun, robotik teknolojiye hemen her alanda her gün yepyeni gelişmeler duyuyoruz.

Dünya adeta bir köy gibi küçük ve insanlar iç içe artık.

Her gün yeni bir paradigmaya uyanıyoruz.

Mesela atılan füzeler geri çağrılıp dikine ve ilk hali gibi indirilebiliyor.

İniyorlar!

Hasılı, birileri sürekli yeni şeyler deniyor, geliştiriyor.

Acaba, bizler ne yapıyoruz?

Sahip olduğumuz bu stratejik başlıkları savaşlarımızda ne kadar kullanıyoruz?

Öyle ki, hem modern hem de etkili bir başlığımız var. Onlarca yıl öncesinden yüzlerce yıl sonrasına seslenmiş sanki. Hem eskimiyor hem de bakım maliyeti yok ayrıca.

Bizleri yarının felaketlerinden koruyacak sistemler de, çözümler de bu başlıkta saklı bence.

Hazır birileri felaket senaryolarına “modern” bir hazırlık yapıyorken bizler de bu sözün bir tozunu alsak mı?

Nitekim, fikri hür vicdanı hür bir insan aklın ve bilimin önderliğinde sahada, masada ve havada özetle gereken her yerde en özel çözümleri ve en güvenli ortamları kendisi, ülkesi ve medeniyeti için sağlayabilir.

Ne dersiniz, muasırlarımızı geçer ve onlara bu anlamsız yarışın çoktan lehimize bittiğini söyler miyiz?

En kritik zamanlarda sözde en modern nükleer başlıklardan korunabilir miyiz?

Hazır dünya, atılan füzeleri geri çağırabiliyorken bizler de yeni paradigmalar mı geliştirsek?

Sathı müdafaa ettiğimizi unutmadan her alanda daha fazla söz sahibi mi olsak?

Bunun için de bir başka başlığımız var ve o başlık da yine aynı isimden.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesi ile: “İhtiyacımız olan tek şey, çalışkan olmaktır.”

Bence bu iki başlıkla tüm savaşlarımızdan zaferle çıkabiliriz.

Yepyeni “başlıklarda” tekrar buluşmak dileğimle.

Sahi, çalışsak mı? 😊

KAYNAKÇA:

https://www.ensonhaber.com/dunya/nukleer-silahlarin-sayisi-azaldi-askeri-stoklar-artti

https://wallhaven.cc/w/4gl6el

https://wallhaven.cc/w/7627k9

https://wallhaven.cc/w/3kmzx6

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*