MARS AKADEMİSİ VE MERAK DOKTRİNİ!

Mars’ı bilirsiniz.

Kızıl gezegendir kendisi. Dünya hariç tutulunca, güneş sistemindeki gezegenler içinde, sıvı su ve yaşam içermesi en muhtemel gezegen olarak görülüyor kendileri.

Haliyle bizde epey “merak” uyandırıyor.

Araştırıyoruz sürekli. Hmm, araştırıyor muyuz?! 😊

Araştırmıyorsak da araştıralım diye güzel bir gelişme aktaracağım size bugün.

NASA, Mars’tan aldığı örnekleri Dünya’ya getirecek…

Mars

Doğru okudunuz. Mars’tan bize gelecek…😊

Şimdi, daha başından fark etmiş olmalısınız ki Mars’tan bize bir şeyin gelebiliyor olması, bizim zaten gidebiliyor ve hatta gitmiş olduğumuz anlamına geliyor Mars’a.

Takip edenler bilir. Arada kimigiller 😊 Uzay’a neyin bişeyler gönderiverir. Biz de genelde çeğirdeynen haberlerde izleriz.

Ne de çok masraf ediyolaaa… deriz belki de.

Bakın, adamların çok ama çok enteresan bir planı var.

Anlatıyorum 😊

Adamlar önce bu temmuz ayında Matkabı ve toprak kepçesi olan bir uzay aracını gönderecekler Mars’a. Adı, “Perseverance” yani Türkçesi Azim

Sonra bu araç azmedip Mars’ı delecek. Bazı toprak örneklerini alacak…

Sonra bekleyecek. Neyi?

İkinci aracı.

Bu araç 2026 yılında gönderilecek Mars’a. Perseverance aracının hemen yanına park edecekler bunu.

Sonra bu araç azimli dostundan örneklerini alıp kendini indiren rokete yükleyecek.

Bakın, olay Mars’ta geçiyor he.. 😊

Sonra Roketi, içindeki toprak dolu tüplerle uzaya fişekleyecekler.

Yani Mars’taki 2 Robotu biz buradan yönlendirip uzaya Mars’tan roket fırlatmış olacağız insanlık olarak.

Hele ufka bakın! 😊

Sonra esas ilginç olay başlıyor bana göre.

Bütün bu iki aşama olurken NASA Mars yörüngesinde 3. Bir aracı bekletiyor olacak.

Bu araç da Mars yörüngesinden ateşlenen roketi havada yakalayacak ve örneği devralacak.

Sonrası Güneş Panellerine kuvvet!

Bu araç Dünya’ya dönecek. Ne zaman? 2031 yılında.

Sonrası can sağlığı. 😊

Olayın planlamasına hayran kalmamak elde değil. Ama beni esas etkileyen olayı planlayanların bu durum hakkındaki yorumları. 😊

NASA’nın Mars keşif programı başkanı Jim Watzin, ”Mars’tan Dünya’ya toprak getirebilmek için yapabileceğimizin en basiti bu. Ancak bu kesinlikle basit bir görev değil.” Diyor.

İşte bu çok ama çok güzel.

Zoru sevmek ve azmetmek.

En stratejik ufukları gözlemek ve en yeni paradigmaları oluşturmak.

Bu olay bence kendi içlerinde oluşturdukları bir öğreti olmalı. Buna “Merak Doktrini” diyorum.

Adamları taa oralara götüren de bu merak. Taa oralarda gezdirdikleri bir aracın adı da “Curiosity” yani merak. 😊

Meraklı gözlerle izliyorlar Mars’ı.

Peki nereden?

Bence bir “Mars Akademileri” olmalı.

Klasik akademilerden farklı ve uzakları gözlemeyi ve uzakları yakın etmeyi mümkün kılacak bilimin kaynadığı kazanı.

Uzay çağının mutfağı ve en önemlisi geleceğin anahtar kurumlarından biri.

Bence bizde de olmalı böyle bir akademi.

Ve içini öyle merakla doldurmalıyız ki en yeni vizyonları ivedilikle inşa edelim ve harekete geçelim.

İster buradan Mars’a, ister Mars’tan buraya…

Ama mutlaka hareketli olmalıyız.

Sahi, durmasak mı? 😊

Ee, hadi o zaman!

Buyurun yeni paradigmalara…

Bilimle kalın,😊

KAYNAKÇA

https://tr.wikipedia.org/wiki/Mars

https://www.ensonhaber.com/nasa-marstan-aldigi-ornekleri-nasil-dunyaya-getirecegini-acikladi.html

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*