
Enfeksiyon ve Pansuman.
Tıp konusunda en yaygın kelimelerden ikisi.
Öncelikle bu bir tıbbi yazı değildir. 🙂
Bir hekimin gözünden teknoloji okuması yapmaya çalışacağım.
Nitekim yakın zamanda teknolojinin tıbba göz kırptığını gördüm.
Nasıl mı? Anlatayım…
Malumunuz, teknoloji çağındayız. Medeniyet olarak baş döndüren bir hızla ilerliyoruz . İlerleme hızımız arttıkça da yepyeni teknolojilerle tanışıyoruz. İlk etapta hayatımız kolaylaşıyor. Sonra karşılaştığımız ilk zorlukta “tümseği aşacak tekerleği” bekliyoruz çoğu zaman. Yani ‘daha yeni teknolojiyi’.
Nitekim eskileri geliştirdikçe yeni şeyler üretiyoruz. Bu döngü kırılmadan ilerliyor. Ta ki insan duyguları ve varlığı ile direkt ilgili olana kadar.
Nitekim hayatındaki en değerli varlığı ‘ruhu’ olan insanoğlu, bunun kaybedilmesini göze alamıyor.
İşte tam da bu noktada düzleşiyor çemberler…
Yani, durup düşünüyoruz bazen.
Sahi, nereye gidiyor gidişatımız?
Sonra soluklanmamız bitince çalıyı dolaşacak yollar arıyoruz.
Kaybetmeden ‘kazanma’ yolları.
Nitekim doğamızda olan güdüler (hırs gibi) bizleri içten içe motive ediyor (!). Yeniden düşünüyoruz, tekrar hesaplıyoruz derken yer yer alternatifler üretiyoruz. Sonrasına da bu alternatiflerin kabul edilmesi kalıyor…
Kabul edersiniz, etmezsiniz bilemem. Ama bir gerçek var. O da teknoloji konusunda sık sık durup düşünmemiz gerektiği.
Nitekim kodlarla oluşturulmuş soyut ruhlar türetiliyor yerimize. Bir de bu kodlanmış ruhların şekle büründükleri ‘robotlar’.
Televizyondu, bilgisayardı, telefondu derken son olarak artık insan görünümlü robotlar da görmeye başladık.
Jest ve mimikleri kopyalanmış insanların birebir versiyonları çıkıyor piyasalara. Gücünü yemek, içmek, uyumaktan değil direkt olarak elektrikten ve kodlarla oluşturulmuş düşünme becerilerinden alıyorlar…
Son örneğini geçtiğimiz günlerde Çin’de gördüğümüz İnsansı Robotlar haber sunucusu dahi olabiliyor.
Nitekim gerçek sunuculara kafa tutarcasına düzgün ve mükemmel tasarlanmışlar.
Yakışıklı veya güzel olmaları göreceli tabi… 🙂
Gelelim sonuca. Şimdi sorabilirsiniz.
Ee hani enfeksiyon, pansuman olayları?
Öncelikle “İnsan, biyopsikososyal bir varlıktır.”
Etkileriz, etkileniriz. İnsanı, bir bütün olarak düşünmemiz gerekir.
Farkında mısınız bilemem ama şeklimize bürünmüş, geliyorlar. Bunu bir tehlike için söylemiyorum. Ama geleceğe “Stratejik Ufuklardan” bakmadıkça uzak kalmaya mahkum olacağımız çağın içindeyiz. Bu çağdan geri kalmak bırakın yerimizde saymayı, bizleri gerisin geriye götürecek bence.
Buharı kullanarak oluşturduğumuz sanayi, bizleri yazdığı kodlarla buharlaştıracak belki de. Bilmiyoruz, ne olacağını zaman gösterecek.
İleride göreceğiz. Başta dediğim o, en değerlimiz olan ‘ruhumuzu’ ve ‘duygularımızı’ koparacaklar bizden.
Kodlar insanların gözlerini kör edecek… İnsanlar, insanları bırakıp belki de robotlara aşk duyacak. Sevgisini onlara sunacak. Duygularını robotlara açacak belki de.
Hatta kimilerinin ‘gönül yaraları’ bile olacak. Adına “Teknolojik Enfeksiyonlar” dediğimiz hastalıklar duyacağız belki de. Kodlanmış pansumanlar yaygınlaşacak hastanelerde.
Daha da ileri gideyim.
Belki “insan” olmak isteyecek robotlar doktorlardan.
Tabi eğer o doktor da robot değilse…
Demem o ki, bir ara ‘insan olma’ ve ‘robotlar’ üzerine düşünür müyüz?
Yoksa, bu yazıyı da mı bir robot yazdı? Kıps 🙂
Sizleri Çin’in En Son Teknoloji ile Ürettiği Robot Sunucu ile Tanıştırayım.
KAYNAKÇA:
https://www.ensonhaber.com/cin-dunyanin-ilk-yapay-zekali-sunucu-robotunu-uretti.html
Bir yanıt bırakın