“Coğrafya kaderdir.” Der İbni Haldun.
Kader midir sizce de?
Bu sorunun cevabını yazının sonunda alayım sizlerden.
Öncelikle garip bir coğrafyadayız. Gelişmemiş, gelişmekte ve gelişmiş ülkelerin iç içe girdiği; savaşların, katliamların ve entrikaların döndüğü bir coğrafya.
Seversiniz, sevmezsiniz. Adına ‘Ortadoğu’ dedikleri bir yerde yaşıyoruz.
Yaşıyoruz ama topraklarımızın bir kısmı da Avrupa’da. Hani medeniyetlerin (!) dip dibe yerleştiği coğrafya.
Bu iki zıt coğrafya arasında kala kala garipleştik gibi geliyor bana. Nasıl mı?
Teşbihte hata olmasın ama “Anafilaktik coğrafyada adrenalinsiz geziyoruz” bence.
Bu ne demek şimdi?
Buyurun, açıklayalım.
“Öncelikle Anafilaksi bir tıp terimidir. Öyle ki yaşamı tehdit eden sistemik bir reaksiyonu tanımlar. Derhal müdahale gerektirir. Tedavisinde ise ilk iş Adrenalin uygulanır. “
Bu tabirler Ortadoğu’ya uyuyor gibi…
Bugün Ortadoğu’da hemen her devlette bir kaos hakim. Kimisi savaş, kimisi iç savaş, kimisi darbeler, kimisi ekonomik buhranlar, kimisi ambargolar derken hemen her devlet yüzlerce sorunla baş etmeye çalışıyor.
Bir yandan cehalet, bir yandan fakirlik derken çok ciddi sıkıntılar gün geçtikçe birikiyor. Öyle ki hemen her devletin tüm mekanizmaları payına düşeni alıp, gün gün çöküyor.
İnsanlarsa bir yandan mültecilik, bir yandan kaçakçılık ve açlık gibi sorunlardan psikolojisini yitirmiş durumda.
İşte bu tablo bana anafilaksiyi hatırlatıyor.
Geriye kalan dünya bu coğrafyadan biraz daha kaçarsa şoka girmiş toplumlar bir bir patlayacak, anafilaksi geçiren devletler tek tek yıkılacak gibi!
Bu her alanda yepyeni ‘sorunların’ yani hastalıkların tüm dünyaya yayılması anlamına geliyor.
Peki ne yapacağız?
Öncelikle yukarıda da belirttiğim gibi anafilakside ilk iş adrenalin uygulamaktır. Bu coğrafyada herkesin bir an önce durup, düşünüp, kendisini sorgulayıp üstündeki ölü toprağı atması ve yeni bir heyecanla ‘adrenalinle’ yeni bir kader için işe koyulması gerekiyor.
Bu adrenalin tarih boyunca parlak beyinler çıkarmış bu coğrafyada mermileri susturup; doktorları katil, mühendisleri bombacı, politikacıları hain olmaktan kurtarabilmeli ki her toplum yeniden ayağa kalkabilsin!
“Anafilaksi ise çekerim, adrenalinse gülerim.” Diyorsanız yok olmaya mahkumsunuz.
Nitekim kişiler anafilaksiye girerse birer birer ölürler. Devletler anafilaksiye girerse milyonlar milyonları takip ederek topyekün yok olur.
Tarih yıkılan kaç devleti yazdı açıp okuyabilirsiniz.
Gel gelelim nedir bu adrenalin? Bence “Eğitimdir. Okumaktır.”
Eğitilmiş insanlar, okudukça yepyeni ufuklar keşfederler. En nihayetinde bazen bir devletin kaderini değiştirecek liderler olurlar. O liderler ki Stratejik Ufukları görmüş ve kendi toplumlarına hedef, ülkü olarak bırakmışlardır.
Mesela Atatürk…
Sonuç itibariyle bizler Ortadoğu ve Avrupa arasında kalmış ve üstünde ölü toprak olan insanlar, bir an önce toparlanmalı, ihtiyaç duyduğumuz adrenalinle yeniden dirilmeli ve devletimizi bu hastalıklı coğrafyada en güçlü ve sağlıklı şekilde ayakta tutabilmeliyiz.
Nitekim “Anafilaktik coğrafyada adrenalinsiz gezilmez!
Gezebilenler ancak ölmüş olanların ruhlarıdır.
Kendinizi yetiştirin. Anafilaksiden kurtulun ve adrenalini kullanın.
Benden demesi.
Yoksa coğrafya kader olur.
Sahi, coğrafya kader miydi?
Kaynakça
http://www.aid.org.tr/hastaliklar/alerji-ve-bagisiklik-sistemi-hastaliklari/anafilaksi/
Bir yanıt bırakın