
Uzay…
İlk çağlardan bugüne sürekli insanlığın merak duygularını üzerinde toplamış bir alan.
Öyle ki ilk insanla başlayan gözlemler en eski bilim dallarından olan Astronominin temellerini attı taa ilk yıllarda.
Önce gece-gündüz sonra günler, takvimler oluştu sonra dönüp dönmediği görüşüldü yıllarca.
Hasılı öyle bir hal aldı ki şu an günümüzde insanoğlunun hala en fazla mesai harcadığı alanların başında geliyor.
Peki, neden?
Öncelikle teknoloji geliştikçe anladık ki uzaklar yakın edilebiliyor.
Usturlap kullanılan yıllardan uzaya insanlı seyahat imkanına sahip günlere geldik. Gözlem sonuçları biriktirdik yıllarca. Ulaştığımız her bilgi bizi bir adım daha yukarıya çıkardı nihayet dünyadan çıkmayı başaracak seviyeye ulaştık.
Sonra cesur yürekli bir avuç kahraman çıktılar uzaya.
Bir baktık ki dünya sandığımızdan daha küçükmüş ve daha da önemlisi dünya çok ama çok küçükmüş.
Bunun üzerine meraklarımız daha da arttı.
Nitekim bugün Amerika 2017 Mali yılı bütçe planında NASA’ya 19 Milyar Dolar bütçe ayrılmış1 durumda.
Bu en meraklılarımızın bu işe baş koyduğunu gösteriyor sanırım. İlla ki öğrenecekler her şeyi…
Peki, bu kadar bütçeyi merak duyguları için mi harcıyorlar?
Elbette ki hayır.
Ufuklarını dünyadan çıkarabilmiş olmanın sonucudur sanıyorum Uzay’dan maden getirme2 üzerine çok ciddi planlar yapılıyor derdim ama yapılmış bile.
Planlar hazır, öyle ki dünyadan gönderilecek robotlar üretim bandında ve astrofizik ve aerodinamik kurallarını zorlarcasına planlamalar ile asteroit parçalarına yapışıp dünyaya maden diye getirecekler.
Bunca zahmete değer mi diyenler duyuyorum. Söyleyeyim, Dünya ekonomisinin toplam değeri sadece 73.7 trilyon dolar oysa 200 kilometre genişliğindeki asteroid tam 10 kentilyon (10 bin katrilyon) dolar değerinde…3
Bir de olayın seyahat boyutu var tabi.
Gidip gelmeler sıklaştı son yıllarda. Hele hele, şu an dünya yörüngesinde bir uzay istasyonu bile duruyor. Yani dinlenme tesisimiz hazır4…
Öte yandan Amerika’da uzay seyahat firmaları oluşmuş ve yakın zamanda yapılacak seyahatlerin biletleri bile tükenmiş durumda.5 Yani seyahatler daha da sıklaşacak gibi duruyor.
Gel gelelim bize…
Türkiye Uzay Ajansı kurulacak. Çalışmaları tamamlanmış. Kurulması sevindirici tabi ama NASA’nın kuruluş tarihinin 19587 olması da ayrıca düşündürücü…
Ama olsun uzay çalışmaları gittikçe hızlanıyor iken biz de yarışa katılacak gibi duruyoruz. Kim bilir belki ileride dükkan kapılarında bir yazı görürüz.
‘’Uzay’a gittim, geleceğim’’ diye… 🙂
KAYNAKÇA
1 http://shiftdelete.net/2017-yili-nasa-butcesi-aciklandi-68614
2 http://www.ntv.com.tr/galeri/teknoloji/nasa-10-kentilyonluk-proje-icin-dugmeye-basti,jUiEKVU0mk-rxPIz_30zVw
3 http://www.ntv.com.tr/galeri/teknoloji/nasa-10-kentilyonluk-proje-icin-dugmeye-basti,jUiEKVU0mk-rxPIz_30zVw
4 https://www.nasa.gov/mission_pages/station/main/index.html
5 http://www.hurriyet.com.tr/95-bin-dolarin-varsa-haydi-uzaya-21696266
6 http://www.ubak.gov.tr/BLSM_WIYS/HUTGM/tr/Belgelik/Guncel_Haber/20160922_115239_74840_1_64.html
7 https://tr.wikipedia.org/wiki/NASA
uzaya gittim, gelecegim ince bir zevkin sahibi aklın ürünü olsa gerek