Piyonlar ve Vezirler…
Santranç oyununda iki kritik aktördürler.
Neden mi?
Oynayanlar bilir. Piyonlar rakip tarafın ilk sırasına “öyle veya böyle” ulaşırsa vezire dönüşür. Yani kare kare değil de her yönde doğrusal hareket kabiliyeti kazanırlar.
Şimdi bu bilgi bir aklınızın köşesinde dursun. 😊
Biz esas konumuza dönelim.
Konumuz malum, bugünlerde en sıcak denizlerden biri olan Akdeniz. Ya da yeni adıyla Şahdeniz!
Bilmeyenler için önce bir Şahdeniz nedir hatırlatayım.
“Şahdeniz Gaz Sahası, Azerbaycan’ın en büyük doğal gaz sahasıdır. Güney Hazar Denizi’nde, Azerbaycan kıyılarında, Bakü’nün aşağı yukarı 70 kilometre (43 mi) güneydoğusunda, 600 metre (2.000 ft) derinlikte bulunmaktadır. Gaz sahası New York City’nin Manhattan Adasına benzer büyüklüktedir.”
Yani Can Kardeşimiz, Azerbaycan’a ait çok değerli bir deniz sahası.
Peki ya Akdeniz?
Bugünlerde adından Şahdeniz gibi söz ettiriyor. Nitekim, içerdiği enerji havzaları ile dünya devletlerinin gündemi olmaya başladı. Tabi bizim de!
İsim konusunda teşbih yaptım lakin gerçeklik boyutu da var bilin istedim.
Nitekim, Dünya diplomasi misyonları bugünlerde Akdeniz konusunda diplomatik santranç oynuyor. Öyle ki, Akdeniz’de olsun veya olmasın pek çok devlet Akdeniz konusunda görüşmeler yapmakta. Bazen tek taraflı ilanlar, bazen karşılıklı anlaşmalar bazen de üçlü ve dörtlü zirveler derken Deniz bir olimpiyat salonuna döndü neredeyse!
Aynı anda pek çok santranç oyununun oynandığı bir salondayız adeta.
Bu salondakiler, dışarıda donanmaların, gökyüzünde uçakların ve çevrede patlamaların sesleriyle sözüm ona kendi oyunlarına konsantre olmaya çalışıyor.
Tabi ki Türkiye’de bir aktör olarak sahada ya da masada. Nasıl düşünürseniz artık…
Şöyle ki sizleri konuya ‘Balıklama’ daldırmak istiyorum. Nitekim olay denizde geçiyor. 😊
Yakın zamanda Türkiye ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Akdeniz konusunda ikili bir anlaşma imzaladı. Yetmedi, Libya resmi olarak Türkiye’den hava, kara, deniz unsurlarını da kapsayacak şekilde askeri destek istedi. Sebepse Hafter!
Yani Libya’da süren iç savaşın diğer aktörü. Nitekim Hafter, geçmişte bir subay iken bugünlerde bazı devletlerin desteğini alan adeta bir piyon(!) ve bu yazıyı yazdığım saatlerde yani (22.30 civarı), Almanya’da Libya Konusunda Ateşkes için bir araya gelen taraflardan biri yani askeri başarıları ile adım adım vezirliğe(!) yükseltilmiş. Nitekim, daha fazla hareket alanı ve muhatap sayısına sahip.
Burada bir hatırlatma yapayım.
Hani şu başta aklınızda tutmanızı istediğim bilgi vardı ya! Onu bi hatırlayıp, yukarıdaki paragrafı tekrar okuyun lütfen. 😊
Yani anlayacağınız, diplomasi santrancında birileri piyonlardan vezirler dönüştürmüş.
Amaçsa çok basit.
Akdeniz’i yeni bir Şahdeniz’e dönüştürmek. Nitekim, daha yeni yeni keşfedilen bir enerji sahası ile karşı karşıyayız. Yalnız bir farkla! Bu sahanın Hazar’da olduğu gibi Türklere yani bizlere ait olmasını istemiyorlar…
Tabi bizler de boş durmuyoruz.
Türkiye’de bu dönüşüme kendi çıkarları doğrultusunda müdahil oluyor ve daha da olacak gibi.
Ancak, durum klasik bir santranç oyunundan çok daha fazlasına gebe durumda. Çünkü Rusya’dan Fransa’ya, Türkiye’den Almanya’ya, Libya’dan Birleşik Arap Emirliklerine…Alakalı alakasız çok fazla aktör var. Şayet, süregelen diplomatik kaos ve barış çabaları sonuçsuz kalırsa donanmalar, uçaklar, silahlar ve daha nice araçlar konuşabilir. Dolayısı ile tüm dünyanın gözü bu aralar Akdeniz’de ya da Şahdeniz mi demeliydim?
Varın adını siz koyun, ancak durumdan haberiniz olsun istedim.
Santranç oyunu iyidir. Doğru hamlelerle rakibi mat edebilirsiniz ancak yanlış hamleler, durumu bir anda aleyhinize çevirebilir. Bir de pat olmak var!
Yani berabere bitme!
Bu konuda Almanya’da süren görüşmelere ve sonuçlarına bakmanızı öneririm.
Nitekim Pat olmak üzere!
Yani Ateşkes…
Sahi aramızda santranç oynamayı bilmeyen var mı?!
Umarım yoktur. 😊
Kaynakça:
Bir yanıt bırakın