PROTON İLE NÖTRON KAVGASI: NÜKLEER TÜRKİYE

Öncelikle yazıma bir soru ile başlamak istiyorum.

Malumunuz atom proton, nötron ve elektronlardan oluşur.

Elektronlar çevrede proton ve nötronlarsa birlikte çekirdek dediğimiz yapıda bulunurlar yani merkezde.

Peki, sizce proton ile nötron kavga eder mi?

Bu nasıl bir soru dediğinizi duyar gibiyim.

Cevabınızı yazının sonunda alacağım.

Sırlı bir yolcuğa hazır olun.

Kemerleriniz bağlı ve koltuklarınız dik olsun.

Buyurun başlayalım…

Öncelikle konumuz ‘Nükleer Enerji’.

Teknik detayların kıyısından geçerek ele alacağımız bir konu.

Peki, nedir nükleer enerji?

“Uranyum, Plütonyum gibi büyük atomların parçalanması ‘Fisyon’ ya da Hidrojen gibi küçük atomların birleşmesi sonucu ‘Füzyon’ ortaya çıkan enerjidir.”

Bu klasik tanımıdır. Resmi tanımdır. Bilim insanlarına göredir.

Diğer insanlara yani sizlere göre ise ‘Atom Bombası’dır nükleer enerji.

Haklısınız demeyeceğim ama haklısınız da.

Gelin sizle nükleer bir reaksiyonu gözleyelim.

Şimdi bir nükleer reaktörün içindeyiz hayalen. İzliyoruz…

Öncelikle çok gizemli bir yerdeyiz. Nitekim daha içeri girene kadar kaç katmandan geçtik. Arama üstüne arama yaptılar. Giyindik. Parmak ve yüz taraması filan derken nihayet reaksiyon ortamına girebildik.

Bir ses geldi göklerden. ‘Reaksiyon başlasın !’

İlk önce bir nötron tabancası çıktı meydana. Uranyum atomunu tepeden gören bir yerde mevzilendi. Dürbün ayarlamasını yaptı ve nefesini tuttu, nişan aldı ve tetik düşürüldü yani ateş edildi.

Babaaaa ! diye namludan çıkan nötronu izliyoruz.

Adam hüzünlü, quarklarından yaşlar akıyor.

Nitekim ateşlendikten sonra kurban edildi ve uranyum atomunun çekirdeğine doğru yol alıyor. Görevi ise huzur bozmak… Bildiğiniz huzur bozmak.

Yıllardır kardeşçe barış içinde geçinen atom çekirdeğinde olay çıkaracak.

Nasıl mı?  Yük dengesizliği oluşturacak.

Yıllardır atomun elektronunu çeken protonlar zaten bıkmışlar. Başları dönmüş elektronları izlemekten. Nötronlar da öylece duruyor. Ne çekiyor ne itiyor.

Atomun emeklileri gibi yatıyorlar.

İnsan bir quarklarını geliştirir, bir şey yapar değil mi? Yok… Nihayet nötron geldi. Çekirdeğe girdi.

ABD başkanı dahil tüm nötronlar ayakta !

Bir bakıyorlar çekirdeğe yeni bir nötron gelmiş. Protonlar da gergin zaten. Atomun gençleri olan protonlar hayırdır deyip olay çıkarıyorlar ve diğer nötronlar da olaya dahil olunca olaylar büyüyor.

Tam bu noktada silahlar ateşleniyor. Yani çok muazzam bir enerji çıkıyor ortaya. Isı enerjisi. Nihayet ihtiyar heyeti terk ediyorlar çekirdeği. Yani bölünme gerçekleşiyor. Bir bölünmeyi diğeri takip ediyor ve reaktörde zincirleme olaylar oluyor. “Fisyon”

İşte bu zincirleme reaksiyonlar sırasında çıkan ısı ve enerji kullanılarak sular buharlaştırılıyor. Buharlar tribünlerden geçiriliyor ve kinetik enerjiden elektrik enerjisi üretilmeye başlanıyor. İşte bu elektrik enerjisi aktarılıp dağıtılıyor ve hayatın her alanında kullanıyoruz.

Şimdi soruyorum. Dikkatinizi çekti mi tüm bu izlediğimiz şeyler ‘Kontrol altında’ yapıldı. Demek ki Nükleer Santrallerde “Kontrollü Zincirleme Reaksiyonlar” yapılıyormuş.

Peki, ya atom bombası dediğinizi duydum sanki? Açıklayayım…

Bu izlediğimiz reaksiyonlar kontrollü bir şekilde nükleer santralde yapılırsa adı Nükleer Güç Santrali oluyor ve “elektrik” üretiliyor.

Eğer bir atom bombasının içinde başlatılır ve ‘Kontrolsüz’ zincirleme reaksiyonlar olursa adı “Atom Bombası” oluyor.

Yani olay enerjiyi nasıl, nerede ve hangi amaç için kullandığımıza kalmış…

Gel gelelim Türkiye’ye…

Türkiye ikisi kesin biri belirsiz olmak üzere Nükleer Santraller inşasına başladı bile. Rusya ile Mersin’de 4800 MW (Mega Watt) gücünde elektrik üreteceği Akkuyu Nükleer Güç Santralinin temelleri geçtiğimiz günlerde atıldı.

2023 yılında santralin 4 reaktörle tam kapasite devreye girmesi planlanıyor.

İkincisi Sinop’ta Japonya ortaklığı ile düşünülüyor ve üçüncüsü için ‘İğneada’nın adı geçiyor.

Böylece Nükleer devler ligine girecek bir Türkiye bizi bekliyor olacak.

Hazır mıyız değil miyiz takdir sizin olsun.

Ben şahsen hazırlanmamız gerektiğini düşünüyorum. Yeryüzünün en güçlü enerjisini üreten bir sistemden mahrum kalmak binlerce yıllık tarihimize, muasır medeniyetlerin üzerine çıkmayı ilke edinen halkımıza yakışır mı?

“Zor hemen, imkansız biraz zaman alır.” Sloganıyla hareket eden bizler neden ufkumuzu muadillerimiz kadar geniş tutmayalım ki?

Kaldı ki yeryüzünde 440’ı aşan nükleer reaktör varken salt kötü yönlerine bakarak neden mahrum kalalım ki?

Belki dünyanın en güvenilir nükleer bilimcileri ilerleyen yıllarda Türkiye’den çıkacak.

Belki uzay çalışmalarından tutun, uçak gemilerine, nükleer denizaltılara hatta uçaklara kadar yapacağımız araçlarla dünya barışını biz tesis edeceğiz.

Nitekim dünyada aba altından gösterilen en güçlü sopadır nükleer silahlar. Sahip olmak yeterli, kullanmak şart değil.

Yeri gelmişken söyleyeyim. Nükleer santral demek atom bombası demek değildir. Ama “Atom Bombasın’ın” nasıl yapılacağını öğrenmek demektir.” Kıps 🙂

Şimdi soruyorum.

Proton ile Nötron kavga eder miymiş?

Onlar etse bile biz etmeyelim.

Barış içinde kardeşçe yaşayalım.

Nitekim ne demişler “İyilik yap, reaktöre at. Proton bilmezse Nötron bilir.”

AKKUYU NÜKLEER GÜÇ SANTRALİ KAMU SPOTU

KAYNAKÇA

1-) http://www.enerji.gov.tr/tr-TR/Sayfalar/Nukleer-Enerji

2-) http://nukleerakademi.org/dunyada-nukleer-enerjinin-durumu-nedir/

3-) https://www.sabah.com.tr/ekonomi/2018/04/07/turkiyede-yeni-nukleer-santraller-yapabiliriz

2 yorum

  1. Her zaman dengelere oynanmıyor dengelerle de oynanabiliyor. Bu ne için oynadığınıza bağlı tabi ki. NBC’nin açılımı ne ki dediklerinde: Nükleer, Bükleer, Cükleer derdim. Bu nükleeer işinde de pek gerilerdeyiz. Birbirimizi yemek varken nötron-proton-elektron ne halt ederlerse etsinler der gibiyiz. Karmaşık zannedilen konunun yalın anlatımı konuya uzak duranları cezbedebilir. Thanks

  2. O nötron tabancasını da nasıl ortaya çıktığında anlatsaydın mesele kökünden temizlenecekti.kim yapmış,nasıl yapmış keşke onuda anlatabilseydin…!al sana bir ip ucu hidrojen izotoplarından birini kullan katotla protonu ayır öyle gönder…haa..trityumu hidrojen bombası için kullanırsın bu yeterli mi ?

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*