SİSTİNE ŞAPELİ VE MİCHELANGELO ETKİSİ

Sistine Şapeli ve Bay Michelangelo…

Biri diğerini çağrıştıran iki şaheser. Dikkat edin Michelangelo bir insan. Ona da şaheser dedim. Bu konuya ilerde döneceğim. 🙂

Siz okumaya devam edin lütfen.

Sahi, Sistine Şapelini duydunuz mu? Cevabınız evetse keyifle; hayırsa merakla okuyacağınız bir yazıyı okumaya başladınız öyleyse.

Öncelikle şapel nedir? derseniz “Hristiyanların tapınak veya kutsal alanı” şeklinde tanımlanıyor. Yani Kilise ve Bazilika değil. Peki, kilise ve bazilika nedir derseniz yazı konumuz olmadığı için topu taca atıp konuya devam ediyorum. 🙂

Dünyanın en ünlü eserlerinden birisidir Sistine Şapeli.

“Şapelin ismi Papa IV. Sixtus’tan gelir. 1473 yılında inşa edilmiştir. Sistine şapeli Katolik kilisesinin lideri olan Papa’nın resmi ikametgahıdır. Papalık seçimleri Sistine Şapeli’nde gerçekleştirilmektedir.

Şapel, Süleyman Tapınağı ile aynı ölçülere sahiptir.

Şapelin duvarları 1515-1519 yılları arasında Raphael tarafından dokunan halı, Boticelli, Roselli, Signolli ve Michaelangelo’nun freskleriyle süslüdür.”

Şapel özellikle Michelangelo Bey’in freskleri ile nam salmış ve her yıl milyonlarca turisti kendisine çekmeyi başarmıştır.

Peki, Michelangelo kim ki? derseniz…


Kendisi İtalyan Rönesans dönemi ressam, heykeltıraş, mimar ve şairidir.
Yani çok yönlü birisi…:)

Gel gelelim yazımızın konusuna.

Konumuz Sistine Şapeli’nin tavanı ve Bay Michalengelo’nun sakladığı gizemler…

Sistine Şapeli Tavan Görüntüsü

Öncelikle Michelangelo heykeltıraş olduğu için bu işi kabul etmemiş. Sonra gönülsüz olarak başlamış çizmelere. Nitekim 4 Yıl sürmüş tüm freskler.

Peki, neler mi çizmiş?

Michalengelo’nun tavana işlediği fresklerin merkezinde Tekvin’in 9 sahnesi bulunmaktadır. Bunlardan en çok bilinen görüntüler Ademin Yaratılışı, Işığın Karanlıktan Ayrılışı, ve Büyük Tufan’dır.

Adem’in Yaratılışı
Işığın Karanlıktan Ayrılışı

Michalengelo’nun, Işığın Karanlıktan Ayrılışı eserinde yer alan Tanrının boğazına, kilise ile bilimin çatışmasına atfen insan beyni sistemini gizlediği söylenmektedir.

Ne kadar da klas bir hareket değil mi?

Tanrı’nın Boğazı ve İnsan Beyin Sapı Anatomisi 
Büyük Tufan

Bu yazının en can alıcı kısmına gelecek olursak “Aynı zamanda heykeltıraş olan birisini zorla resim yapmaya itiyorsunuz. O da gönülsüz başlıyor.

Dile kolay tam dört yıl kimsenin içeriye girmesine izin vermeden tahta iskelelerde ayakta durarak çiziyor da çiziyor. Yetmezmiş gibi fresklere şifreler gizliyor ve tabirimi mazur görün. Sanat mı istiyorsunuz? Alın size! Dercesine ortaya bu sanat harikasını çıkarıyor.

Bu size ne ifade ediyor bilemem. Ama bir şey söylemeliyim.

İnsanlar gözlem yaparlar. İyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, güzel ile çirkini ve hatta bilim ile dini.

Bu gözlemler her insanın algı kapasitesine göre değişebilir ancak olur da bir sanatçıya denk gelirse o gözlemler öyle bir sentezlenir ki yüzyıllar sürecek bir manifesto gibi düşündürüp durur insanları.

Ben buna ‘Michelangelo Etkisi’ diyorum.

Bilgelikle yoğrulmuş, duygularla pişirilmiş ve bakış açıları ile süslenmiş her sanat ve sanatçı bu etkiyi taşır bence.

Bu etkiden nasiplenmek şöyle dursun ‘Mimar Sinanlar’ yetiştirmiş bir kültürümüz ve tarihimiz varken acaba bizden neden yeni yeni Sinanlar, Ressamlar çıkmıyor?

Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün deyimiyle:

“Sanattan yoksun kalmış bir milletin hayat damarlarından birisi kopmuş demektir.”

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Yoksa nefes mi alamıyoruz?

Hep beraber düşünsek mi?

Jesus Christ ! 🙂

Kaynakça:

http://www.on5yirmi5.com/haber/yasam/toplum/152787/katedral-bazilika-sapel-kilise-arasindaki-fark.html

https://onedio.com/haber/michelangelo-nun-sistine-sapeli-ne-gizledigi-ve-az-kisinin-bildigi-anatomik-sifreler-bulundu-770720

https://www.rotasenin.com/sistina-sapeli

1 yorum

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*